3 Nisan 2020 Cuma

BTS'ten Jimin'in Biyografisi/ Park Jimin Kimdir? GÜNCELLENİYOR!


Dansa düşkün bir ortaokul öğrencisinden BTS üyesi olmaya doğru

En eski anım, 4-5 yaşımdayken evimizin yakınındaki başka bir eve taşındığımız zamana ait. Pirinçle dolu bir tencereyi taşıyarak aileme yardım etmiştim. Küçükken her gün dışarıda mahalleden arkadaşlarımla oynamayı çok severdim. Futbol ve hırsız polis oyunu çok sık oynardık. Ne zaman koşmaya başlasam bir sonraki kasabada son bulurdu.
İlkokulda da arkadaşlarımla oynamayı çok severdim. Öğlen aralarında sık sık futbol oynardık. En sevdiğim dersler resim, beden eğitimi ve matematikti. Resim yapmayı severdim fakat boyamak bana göre değildi. Gelecek için hayallerim her gün değişirdi. Yemekle ilgili manga okuduğumda şef olmak istedim, “Galaxy Express 999” izleyince  Galaxy Express sürücüsü olmak istedim ve "ONE PIECE" okuduğumda  korsan olmak istedim.
Benden iki yaş küçük erkek kardeşimle  çok yakınız. Oyun oynar ve evde birlikte film izlerdik. Anime “Dragon Ball” ve “The Host’’ filmini izlediğimizi hatırlıyorum. Arkadaş gibiydik.

Ortaokuldayken arkadaş canlısıydım, altı sınıf vardı ve neredeyse herkesi tanıyordum. Futbol kulübü ve masa tenisi kulübündeydim  ve her gün çok eğlenceliydi. Ortaokul 2. sınıfta dansa ilgi duymaya başladım. Okuldan sonra dans etmeye başladım ve düzgün bir şekilde öğrenmek istedim, bu yüzden 2010'da dans okuluna gittim. Dans okulu gerçekten çok eğlenceliydi boş vakitlerimde gidip pratik yapardım. Büyük performanslar sırasında heyecanlanırdım. Şimdi bile sahnede durduğumda hala gerginim.
Ortaokulun bitmmesine bir yıl kala sanat lisesine gitmeye karar verdim. Ders çalışmaya konsantre olamıyordum, “Hangi liseye gitmeliyim, ne yapmak istiyorum?” diye düşünüp duruyordum. Sonunda sahnede durmak istediğime karar verdim. Bu yüzden Busan Sanat Lisesi'ni hedefledim ve  modern dans türlerini öğrenmek istediğim için çağdaş dansı seçtim. Lisede kendimi dansa adadım her şeyi geri plana attım sadece arkadaşlarım ve dans vardı. Arkadaşlarla buluş, pratik yap, oyna, sonra tekrar pratik yap...Dans okulunu lise ile birlikte yürüttüm. Ders ücretleri konusunda endişeliydim bu yüzden dans okuluna gitmemeye karar vermistim fakat dans okulundaki öğretmenim  bana “Hiçbir şey ödemeden katılabilirsin” dedi. 
Ögretmenim beni desteklediği için beklentilerini karşılamak için çok çalıştım ve ondan çok şey öğrendim. Dans etmekten vazgeçmeyi hiçbir zaman düşünmedim.

2012 baharında, ortaokuldaki dans öğretmenim benimle temasa geçti ve ben de şirketin seçmelerini geçtim. Mayıs ayında Seul'e taşındım. Tanıştığım ilk üye J-Hope Hyung oldu “Hadi sıkı çalışalım!” diyerek beni karşıladı. Diğer üyeler de beni iyi karşıladılar ve yurda varır varmaz hepimizin yemek için dışarı çıktığını hatırlıyorum. Stajyerlik hayatının en eğlenceli kısmı yemek yemek ve  üyelerle oynamaktı. Hep birlikte eğlence parkına gittiğimiz günün biletini cüzdanımda  taşıyorum. İlk kez hep birlikte oynamak için dışarı çıkmıştık, bu yüzden en değerli anılarımdan biri. 5 yıldır taşıyorum. Seul'de V ile aynı liseye transfer oldum. Ben lise 4'teydim ve V 2'deydi. V nin çok arkadaş çevresi vardı, sınıfıma gelip ve sınıf arkadaşlarıma “Lütfen Jimin'le iyi geçinin” demişti. Gerçekten utangaçtım ama onun sayesinde sınıfımdakilerle arkadaş olabildim.

Stajyer olmanın en zor kısmı, geleceğinden  emin olamamaktı. Her seferinde  ne kadar yaklaştığımı görmek zordu. Bu yüzden mümkün olduğunca fazla pratik yapmak istedim, gece 3-4'e kadar pratikte yapıp, sonra uyumaya gidip, ertesi sabah 6 da uygulama odasına geri döndüm, okuldan bir saat önce şarkı söyledim. Ve buna bir yıl boyunca devam ettim. O zamanlar  BTS'nin bir parçası olarak çıkabileceğimi hayal bile edemiyordum. Ama sonra BTS üyeleri için aday listesine konuldum ve hyunglar ‘’Jimin ile devam etmek istiyoruz” dediler, bu yüzden güçlendim. Gerçekten “Ben de hyunglar ile çıkmalıyım” dedim.
Çıkış yaptığımızda pek çok duyguyu bir arada yaşadım. Showcase sonrası bir fandan ilk pastamızı aldığımız, üyeler ve personelin bittikten sonra birlikte ağlamamız, ertesi gün bir müzik programında, JIN-hyungun ağlaması...sayısız anılarım oldu.
Bundan sonra meydan okumak istediğim yeni bir şeyim yok. Sadece kendimi şu an yaptığım şeyle olabildiğince ilerlemeye zorlamak istiyorum. Bunun dışında ben de Japonca konuşmayı öğrenmek istiyorum. Çok çalışıyorum!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder