BTS’in en pitoresk (tablo konusu olmaya değecek güzellikte olan) sanatçısı, pozitifliğin gücünün onu nasıl yeni zirvelere taşıdığını derinlemesine gösteriyor.
GQ: Bunu nasıl başardınız?
JM: Hatırlıyorum. Koşmanın zevkini yeni keşfetmiştim. Zor bir koşudan sonra nefesimi toplamak için durduğumda on, hatta otuz dakika müzik dinliyorum. Sonra eve koşuyorum, yıkanıyorum ve yenilenmiş hissederek yatağa giriyorum. Bu benim için bir rutin haline geldi, bu yüzden şimdi sadece gece koşusu yaptıysam günün bittiğini anlayabiliyorum. Bunu dün gece de yaptım mı? Evet, elbette.
GQ: Dengeyi ve iç huzuru korumanın sağlıklı ve aktif bir yolunu bulmuş gibisiniz. Bu notta ve ARMY Corner Store'da kas gücü oluşturmak için CrossFit'i denediğinizden söz etmişsiniz. Bu, dansınızı herhangi bir şekilde değiştirdi mi?
JM: Kardiyoya odaklanmadan önce biraz CrossFit yaptım ve aslına bakarsanız şimdi daha güçlü hissediyorum. Ayrıca dansıma daha fazla istikrar getirdi. Belki de core (kaslarımın) gücünden kaynaklanıyordur ama şimdi daha iyi bir dengeye sahip olduğumu fark ettim.
GQ: Daha önce hayal kurma üzerinde konuştuğumuz için bunu dile getiriyorum ama BTS'in şimdiye kadar başardığı her şeyi düşündüğümde bir zamanlar sizin için sadece belirsiz olan ve imkansız görünen hayallerden ibaret olduklarını düşünmeden de edemiyorum. Ancak bunların birer birer gerçeğe dönüştüğüne de şahit oldunuz. Bu nasıl bir his?
JM: Benim için inanılmaz olan o kadar çok an var ki, şimdi bile. Konser mekanlarımızın nasıl büyüdüğünü, uluslararası hayranlarımızın bizimle birlikte bizim dilimizde nasıl şarkı söylediğini ve hatta sahnede nasıl havada uçtuğumuzu hala çok net hatırlıyorum. Ayrıca beni gerçekten etkileyen belirli bir şey var. Sahnedeyken insanların yüzlerini görmek düşündüğünüzden daha zor. Ama konserin başında mutlu görünmeyenlerin sonunda güldüğünü görmek çok heyecan verici. Çok etkileyici. Bunlar performans sergilemeye devam etmem için beni motive eden deneyimler.
GQ: Birbiri ardına inanılmaz anlar yaşadıktan sonra farkına vardığın bir şey var mı?
JM: Hayalinize yaklaştıktan sonra, hatta onu tamamen başardıktan sonra bile durmamalısınız. Olympic Gymnastics Arena'da ilk kez [2016'da] performans sergiledikten sonra memnun olsaydık ve “Bu kadarı yeterli” diye düşünseydik bu kadar ileri gelemezdik. Büyümeye ve gelişmeye devam edebileceğimize inanıyorum çünkü yapmak istediğimiz, göstermek istediğimiz çoğu şey için tutkuya sahibiz.
GQ: Şu anda sahip olmak için hırslı olduğunuz veya daha iyi yapmayı hedeflediğiniz bir şey var mı?
JM: Genel hedefler yerine belirli hedefler koymayı tercih ederim ancak bu günlerde çok ileriyi düşünmüyorum. Ne de olsa, hangi değişikliklerin geleceğini veya ne zaman gerçekleşeceğini bilmiyoruz. Şimdilik en önemli olan şey, iki yıl sonra ilk kez yüz yüze olacak olan konserimize hazır olduğumuzdan emin olmak.
GQ: Geçmiş röportajlarınızı izlediğim zaman, bende performans sergilemeyi içtenlikle seven biri olduğunuz izlenimi bıraktınız. Bu da bana sahne alamadığınız son iki yılda “performans” kelimesinin daha derin bir anlam kazanmış olması gerektiğini düşündürtüyor.
JM: Sahnede olmayı özledim desem daha doğru olur. Gerçekten.
GQ: En çok neyi özlüyorsunuz?
JM: Performans denince aklıma ilk gelen kelime “paylaşmak” oluyor. Bir performans sadece görülecek bir şey değildir/görülenden ibaret değildir. Kelimelerle tam olarak ifade edilemeyen çok çeşitli duyguları paylaşıyorum ve bu paylaşımı yapan tek kişi ben değilim. Üyelerin geri kalanı, seyirciler, personeller - hepimiz aynı anı paylaşıyoruz. Gerçekten büyüleyici. Uzun zamandır bunu yapamadığımız için, yaklaşan konserimiz için gerçekten yüksek, beklentilerim var. Sonunda sahneye çıktığımda nasıl hissedeceğimi çok merak ediyorum.
GQ: Giydiğiniz kıyafetlere bağlı olarak aynı şarkının nasıl farklı hissettirebileceğinden bahsettiniz. Bugünkü fotoğraf çekiminde kullanılan kıyafetlerden birini sahnede giymek zorunda kalsaydınız, bu hangileri olurdu ve hangi şarkıya yakışırdı?
JM: Şu anda giydiğim düz kesim siyah gömleği ve pantolonu gördüğüm an aklıma hemen “Black Swan” geldi. Ve bence göz alıcı pembe takım da “Dynamite” veya “Filter” için kullanılabilir.
GQ: BTS şarkılarını kullanarak hayatınızın bir müzikalini oluştursaydınız, açılış sahnesinde hangi şarkıyı kullanırdınız?
GQ: Çıkış döneminize dönüp bir baktığınızda, şimdikinden çok farklı, değil mi? O zamanlar sizi ne motive ediyordu?
GQ: Bunu nasıl algılarsın emin değilim ama çevremdeki birçok insan solo parçanız “Serendipity”den çok fazla rahatlama/teselli ve güç aldıklarını söylüyor. Biri onu “ruh için bir merhem” olarak tanımladı.
JM: Ah, bunu duymak beni çok mutlu ediyor.
GQ: Paylaştığınız işlerin/ yaptıpınız şeylerin insanlar üzerinde çok olumlu bir etkisi var. Bunun kendi hayatınızı nasıl etkilediğinden bahseder misiniz?
JM: Düşüncelerimi, sözlerimi ve eylemlerimi etkiliyor. Olumlu anlamda tabii. Fikrimi dile getirmeden önce bir kez daha düşünmemi sağlıyor ve hayranlarımızdan iyi şeyler duyduğumda bunu çevremdekilerle paylaşıyorum. [2021 Birleşmiş Milletler Genel Kurulunda yapılan] BM konuşmamıza hazırlanırken çevre sorunları hakkında daha derin düşünebildim. Benden daha genç olan bazı hayranlarımızın çevre sorunlarına daha fazla ilgi gösterdiğini fark ettim ve bu dikkatimi çekti. Bunları kendi eylemlerime yansıtma fırsatım oldu ve bana çevreyi korumak için ne yapabileceğimi, hatta çöplerimi doğru bir şekilde ayırıp ayırmadığımı ve geri dönüştürüp dönüştüremediğimi sorgulattı.
GQ: Belki şimdi bir kişinin sözlerinin her zamankinden daha fazla, büyük bir güç kaynağı olabileceği bir zamandır. İnsanlara ne söylemek istersiniz?
JM: Bunun işe yarayıp yaramayacağından emin değilim ama şunu söylemek istiyorum ki, her ne yapıyorsanız, nerede olursanız olun, bir gün gelecek, dünya tüm sıkı çalışmanızı takdir edecek, önemini anlayacak.
GQ: Bunlar çok hayat dolu, iç açıcı cümleler.
GQ: Belki de bu kelimelerin arkasındaki anlamı diğerlerinden daha iyi biliyorsunuzdur. Örnek vermek gerekirse, solo parçalarınızın global müzik platformlarında nasıl rekorlar kırdığını duymaya devam ediyoruz. Başarınız hakkında ne hissettiğinizi ve bunu nasıl kabul ettiğinizi/değerlendirdiğinizi merak ediyorum.
JM: Bunu direk kabul etmem/eyvallah demem gerektiğini düşünmüyorum. Bunu kabul etmek kibirli hissettiriyor. Hala gidecek çok yolum var. Tek doğru yanıt, sıkı çalışmaya devam edeceğimi söylemek gibi görünüyor.
GQ: Müziğiniz üzerinde çalışıyor musunuz?
GQ: Sadece gelecekteki planlarınız hakkında bir ipucu alabilmek için sordum. Bu günlerde neyle meşgulsünüz?
GQ: Peki ya dans? Daha önceki bir röportajınızda “Dans bana ait bir dünya ve bana ait bir alan” demiştiniz. Dansın sizin için ne anlama geldiğini biliyor gibisin?
GQ: En son ne zaman böyle hissettiniz?
GQ: Bu arada, saçınız gerçekten uzamış.
GQ: İyi ki uzatmışsınız, harika görünüyor.
GQ: Bu size özgü bir şey, değil mi? Eğer sizin hakkınızda konuşursak, performans sırasında elininizi saçınızda nasıl gezdirdiğiniz hakkında da konuşmamız gerekir.