RS: Bazı hayranlar senin bir mixtape üzerinde çalışıyor olabileceğini düşünüyor. Bu doğru mu?
JM: Doğruyu söylemek gerekirse şu an hali hazırda veya üzerinde çalıştığım bir şey yok. Yeni şeyler deniyorum ve gerçekten yeni şeylerle kendime meydan okuyorum. Ancak ortada elle tutulur somut bir şey ya da yayımlamaya hazır bir şey yok.
JM: Doğruyu söylemek gerekirse şu an hali hazırda veya üzerinde çalıştığım bir şey yok. Yeni şeyler deniyorum ve gerçekten yeni şeylerle kendime meydan okuyorum. Ancak ortada elle tutulur somut bir şey ya da yayımlamaya hazır bir şey yok.
RS: Geçtiğimiz yıl ara verdiğiniz dönemde kendinle ilgili neler öğrendin?
JM: İnsanlara kendilerini gerçekten sevmelerini ve güçlü olmalarını söylüyorduk. (Love Myself Kampanyasından bahsediyor) Bu yıl kendime de aynı şeyleri söylemeye ve bunun aklımdan çıkarmamam gereken bir şey olduğuna kendimi ikna etmeye başladım. Ayrıca çevremdeki insanlarla fazla gergin anlar yaşadığım zamanlar olduğunu da fark ettim. Ve eskiden insanlara ve kendime karşı nasılsam şimdi de o öyle davranabilmek için tabiri caizse kendimi dizginlemem gerektiğini düşündüm. Şimdi insanların küçük de olsa pozitif değişikliklere bile olumlu tepkiler verdiğini görüyorum.
RS: Yedi yıldan fazla süredir sizin için tezahürat yapan ARMY'niz vardı. Geçtiğimiz yıl salgın nedeniyle sessizlikle karşı karşıya kaldınız. Bu duruma nasıl alıştınız?
JM: Durumla ilgili hala bir takım olumsuz düşüncelere sahibim. Bilirsiniz, "Neden bu durumdayız?", "Ne yapıyoruz biz?" gibi düşünceler. Ve sizin de dediği gibi son yedi yıldır yaptığımız şeyleri yapamama, arkadaşlarımızı görememe gibi bir gerçekle yüzleşmek, bu durumu kabullenmek istemedim.
JM: Durumla ilgili hala bir takım olumsuz düşüncelere sahibim. Bilirsiniz, "Neden bu durumdayız?", "Ne yapıyoruz biz?" gibi düşünceler. Ve sizin de dediği gibi son yedi yıldır yaptığımız şeyleri yapamama, arkadaşlarımızı görememe gibi bir gerçekle yüzleşmek, bu durumu kabullenmek istemedim.
S: Küçükken dans etmeyi istemene sebep olan şey neydi ve bu konuda yeteneğin olduğunu nasıl anladın?
JM: İlk olarak dansta iyi olduğumu hiç düşünmemiştim. Ama küçük yaşlarda dans etmeyi sevmeye başladım. Arkadaşımın okul sonrası bir aktivite olarak dans etmeyi öğrenmemizi tavsiye etmesi ile başladı. Daha çok dans ettikçe daha çok sevmeye ve sevdikçe daha fazla ders almaya başladım. Ve kendimi daha çok kaptırdım. Dans ederken stresi hissetmediğimi fark ettim. Dans, başka şeyler hakkında düşünmek zorunda olmadığım, bana farklı bir dünya sunan özel bir alan gibiydi sanki. Kendimi tamamen dansa verdim. Ve bu beni gerçekten özgür ve mutlu hissettirdi. Çıkış yaptıktan sonra bile hala aynı düşünceye ve duygulara sahiptim, dans etmek en iyi cözüm.
JM: İlk olarak dansta iyi olduğumu hiç düşünmemiştim. Ama küçük yaşlarda dans etmeyi sevmeye başladım. Arkadaşımın okul sonrası bir aktivite olarak dans etmeyi öğrenmemizi tavsiye etmesi ile başladı. Daha çok dans ettikçe daha çok sevmeye ve sevdikçe daha fazla ders almaya başladım. Ve kendimi daha çok kaptırdım. Dans ederken stresi hissetmediğimi fark ettim. Dans, başka şeyler hakkında düşünmek zorunda olmadığım, bana farklı bir dünya sunan özel bir alan gibiydi sanki. Kendimi tamamen dansa verdim. Ve bu beni gerçekten özgür ve mutlu hissettirdi. Çıkış yaptıktan sonra bile hala aynı düşünceye ve duygulara sahiptim, dans etmek en iyi cözüm.
RS: Hata yapmayı sevmemeni anlıyorum fakat bu seni kendine katı davranmaya itebilir, değil mi?
JM: Çok kısa bir eğitim dönemi geçirdim ve çıkış yaptığımızda kendimiden emin değildim, tam olarak da hazır hissetmiyordum. Hala eksikliklerim vardı. Kendilerini - zamanlarını, duygularını, kendileriyle ilgili her şeyi - yaptığım şeyi takdir etmeye ve sevmeye adayan hayranlar beni hep etkilemiştir. Bu durum bana onların hatrı ve sadakatleri için hata yapmamam gerektiğini hissettiriyor.
Dolayısıyla, kendime karşı nasıl daha yumuşak ya da nasıl daha anlayışlı olabilirim diye sorarsanız, böyle hissettiğimden (hayranlarına borçlu hissediyor) bunun benim için zor bir şey olmaya devam edeceğini düşünüyorum. İnsanlar, daha çok çalışmam gereken noktalara işaret ettiğinde ben kendime daha çok kızardım. Şimdi insanlar daha fazla çalışmam gereken şeyleri söylediklerinde minnettar oluyorum. Bu kendimi geliştirme noktasında beni
daha çok hırslandırıyor.
Dolayısıyla, kendime karşı nasıl daha yumuşak ya da nasıl daha anlayışlı olabilirim diye sorarsanız, böyle hissettiğimden (hayranlarına borçlu hissediyor) bunun benim için zor bir şey olmaya devam edeceğini düşünüyorum. İnsanlar, daha çok çalışmam gereken noktalara işaret ettiğinde ben kendime daha çok kızardım. Şimdi insanlar daha fazla çalışmam gereken şeyleri söylediklerinde minnettar oluyorum. Bu kendimi geliştirme noktasında beni
daha çok hırslandırıyor.
RS: Müzikal anlamda seni etkileyen sanatçılar kimler?
JM: Beni etkileyen birçok sanatçı var. Michael Jackson, Usher gibi. Ayrıca pek çok Koreli sanatçı da var. Ama müzikal anlamda daha çok üyelerin yaptıkları işleri izlemek beni etkiledi.(Onlardan ilham aldım)
JM: Beni etkileyen birçok sanatçı var. Michael Jackson, Usher gibi. Ayrıca pek çok Koreli sanatçı da var. Ama müzikal anlamda daha çok üyelerin yaptıkları işleri izlemek beni etkiledi.(Onlardan ilham aldım)
RS: "Be" albümünün proje koordinatörüydün. Bu tecrübe sana neler kazandırdı?
JM: İlk olarak öğrendiğim şey üyelerin albüm ve müzik yapma konusunda ne kadar samimi oldukları oldu. Müzik üretmek için bolca zaman ayırmak ve büyük emek vermek gerekiyor. Müzik yapmak için böyle bir zaman ayırmam ve emek harcamam gerektiğini öğrendim. Ayrıca ortaya iyi bir müzik çıkarmak istiyorsam çabalamalıyım. Üyelerin sürece katkılarından ve albüm üzerinde çalışma sürecimizden çokça ilham aldım.
JM: İlk olarak öğrendiğim şey üyelerin albüm ve müzik yapma konusunda ne kadar samimi oldukları oldu. Müzik üretmek için bolca zaman ayırmak ve büyük emek vermek gerekiyor. Müzik yapmak için böyle bir zaman ayırmam ve emek harcamam gerektiğini öğrendim. Ayrıca ortaya iyi bir müzik çıkarmak istiyorsam çabalamalıyım. Üyelerin sürece katkılarından ve albüm üzerinde çalışma sürecimizden çokça ilham aldım.
RS: Üyelerle aranızda farklılıklar olduğunu ve yıllar geçtikçe bunun üstesinden geldiğinizi hepiniz birçok kez dile getirdiniz. Ne gibi farklılıklar olduğuna dair ayrıntı verir misin?
JM: [Gülüyor] O kadar çok ki saymakla bitmez. Hepimizin birbiriyle çatışan farklı karakterleri var. Mesela ben kendimi biraz daha yavaş, daha düşünceli veya daha içe dönük olarak tanımlayabilirim. Ama işleri daha hızlı yapmak isteyen, çok daha aktif ve dışa dönük olan üyeler var. Ve bunların yanında benden daha içe dönük ve hatta daha yavaş olan üyeler de var. Yani doğal olarak bu kişilikler sürekli çatıştı. Sanırım hepimiz bazı insanların yavaş, bazılarının ise hızlı olmasının sorun teşkil etmeyeceğine dair bir anlayış geliştirmeye başladık. Bazen beklemek zorunda kalabilirsin, bazen de fazla soru sorman gerekebilir. Sanırım hepimiz anlayışlı olmayı öğrendik.
JM: [Gülüyor] O kadar çok ki saymakla bitmez. Hepimizin birbiriyle çatışan farklı karakterleri var. Mesela ben kendimi biraz daha yavaş, daha düşünceli veya daha içe dönük olarak tanımlayabilirim. Ama işleri daha hızlı yapmak isteyen, çok daha aktif ve dışa dönük olan üyeler var. Ve bunların yanında benden daha içe dönük ve hatta daha yavaş olan üyeler de var. Yani doğal olarak bu kişilikler sürekli çatıştı. Sanırım hepimiz bazı insanların yavaş, bazılarının ise hızlı olmasının sorun teşkil etmeyeceğine dair bir anlayış geliştirmeye başladık. Bazen beklemek zorunda kalabilirsin, bazen de fazla soru sorman gerekebilir. Sanırım hepimiz anlayışlı olmayı öğrendik.
RS: 2017'de yayımlanan “Serendipity” şarkını çok seviyorum. Bir şarkıcı olarak kendini bu şarkıda oldukça zorladın. Şarkıyı kaydetme aşaması ilgili anılarını paylaşır mısın?
JM: Sanırım ilk defa sesimin tüm nüanslarını vurgulamaya ve vokalimin her bir ayrıntısına odaklanmaya çalıştım. Bunu tam olarak kayda aktardığımdan emin olmak çok zordu. Ve tüm bu ayrıntılara odaklanıp şarkıya geçtiklerinden emin olmaya çalıştığım için kayıt sürecinin çok zorlu geçtiğini hatırlıyorum.
JM: Sanırım ilk defa sesimin tüm nüanslarını vurgulamaya ve vokalimin her bir ayrıntısına odaklanmaya çalıştım. Bunu tam olarak kayda aktardığımdan emin olmak çok zordu. Ve tüm bu ayrıntılara odaklanıp şarkıya geçtiklerinden emin olmaya çalıştığım için kayıt sürecinin çok zorlu geçtiğini hatırlıyorum.
RS: 40 yaşına geldiğinde bile BTS'in bir parçası olmayı ister misin?
JM: Bu grubunun bir parçası olmadığımı düşündüğüm bir an olmadı. Açıkçası, grubum olmadan, bir başıma ne yapardım bilmiyorum. Çıkış yapmadan önce bile amacım bu insanlarla çalışmaya ve şarkı söylemeye devam etmekti. Sanırım yaşlanıp sakal bıraktığımda ve nihayetinde dans edemeyecek duruma geldiğimde, üyelerle sahnede oturarak şarkılar söylebilmeyi, hayranlarımızla bu şekilde yakından iletişim kurabilmeyi çok isterdim. Bence bu harika da olurdu. Bu yüzden elimden geldiğince, gittiğini yere kadar bunu devam ettirmek istiyorum."
JM: Bu grubunun bir parçası olmadığımı düşündüğüm bir an olmadı. Açıkçası, grubum olmadan, bir başıma ne yapardım bilmiyorum. Çıkış yapmadan önce bile amacım bu insanlarla çalışmaya ve şarkı söylemeye devam etmekti. Sanırım yaşlanıp sakal bıraktığımda ve nihayetinde dans edemeyecek duruma geldiğimde, üyelerle sahnede oturarak şarkılar söylebilmeyi, hayranlarımızla bu şekilde yakından iletişim kurabilmeyi çok isterdim. Bence bu harika da olurdu. Bu yüzden elimden geldiğince, gittiğini yere kadar bunu devam ettirmek istiyorum."
Böyle içten bir röportaja çok ihtiyacımız vardı. Okudukça dahasını istiyorum... Doymuyorum. Elinize sağlık. Çeviri için çok teşekkürler 💛
YanıtlaSilÇeviri için teşekkürler sizin sayenizde jiminimizin hislerini daha iyi anlayabiliyoruz ��
YanıtlaSil